Vizyon Sahibi U+mutlu Çocuklar

Hepimiz bir yaşam rüzgârının içerisindeyiz. Bazılarımızın yelkenleri rüzgâra doğru açıkken bazılarımızın yelkenleri ise tamamen rüzgârın tersi yöndedir. Yelkenleri rüzgâra doğru açılmış olanlar kendilerini rüzgâra teslim etmişler ve onun estiği yöne doğru anlamsız ve yorumsuz bir şekilde ilerlemeye devam ederler.

Vizyon sahibi insanlar birçok açıdan hayatın anlam ve yorumuna ulaşmış kişilerdir. Hepsinin yaşamak için bir nedeni vardır. Ve her sabah uyandıklarında bu nedenden beslenerek yaşamlarında heyecan ve enerji üretirler.  Yani bu insanlar yaşam rüzgârının onları savurduğu yere götürmesi konusunda teslim olmamışlar ve kendi belirledikleri yaşamı yaşayabilmek için kendi rüzgârlarını kendileri üretmişlerdir.

Vizyonun en temel getirisi ise “umut” tur. Çünkü vizyon sahibi insanların gelecek açısından baktıkları tablo daha net ve belirgindir. Yaşamları istendik yöndedir. Bunun için de geleceğe karşı bir umut vardır.

Vizyonsuz, umudunu kaybeden insan ise güçsüz bir insandır. Çünkü vizyon ve onun yarattığı umut şimdiki gücün kaynağını oluşturur (Cüceloğlu, 2012).

Umutlu Fare ve Umutsuz Fare:

İki küçük fareyi karanlık su dolu bir kaba koydular. Amaçları farenin bu suyun içerisinden çıkmak için harcadığı çabanın ne kadar süreceğini belirlemekti. Deneyin başlamasıyla birlikte küçük fare 32 dk boyunca kapalı kutudan çıkmak için çaba harcadı. Ve daha sonra kapalı kutudan çıkamayacağını anlayan küçük fare mücadele etmeye bir son verdi.

İki küçük fareden bir diğerine geldi sıra. Onu da araştırmacılar aynı şekilde su dolu bir kaba koydular. Fakat bu küçük fare biraz daha farklı şartlarda mücadele edecekti. O fark ise kutusuna uzaklardan gelen bir ışık tutmalarıydı.

Ve deney tekrar başladı…

Küçük fare ışığı görür görmez ışığın geldiği yöne doğru yüzmeye başladı. Küçük bir ışık huzmesi, o fare için bir çıkış, bir anlam olmuştu.

Araştırmacılar ikinci farenin sudan çıkmak için harcayacağı çabanın ne zamana kadar sürdüreceği konusunda bekleyişe geçtiler. Araştırmacılar bu farenin diğer fareye göre en az iki üç katı kadar daha çaba harcayacaklarını tahmin etmişlerdi. Fakat sonuç onların tahmininden çok daha farklıydı. Işın peşinden giden küçük fare tam 8 saat boyunca sudan çıkmak için çaba harcadı…

Yukarıdaki deneyde görüldüğü gibi düşünsel beceriler bağlamında zayıf olan bir farenin edindiği umut, umudu olmayan diğer fareye göre gücünü 15 kat attırmıştı. Yani uzaklardan gelen bir aydınlık ışığı ona hayata kalabilme umudu vermişti.

Bu aydınlık ışını, insanların vizyonlarından kaynaklı olarak ortaya çıkan gelecek umudu ile ilişkilendirmek mümkün.

Bu bağlamda bakıldığında erken yaşlarda çocuklara kazandırılan bir vizyon bilinci, şüphesiz ki çocukların yaşamlarına bir umut ışığı ekleyecek ve çabalarını kat be kat arttıracak bir enerji, anlam kaynağı oluşturacaktır. Şimdi ki gücünün, uğraşının ve çabasının kaynağı vizyonunun yarattığı umut olacaktır.

Keza bir çok araştırmanın sonucunda bize bu yönde kanıtlar vermektedir. Vizyonu ve bu vizyonun gerektirdiği yolda hedefleri olan çocuklar diğer akranlarına göre daha başarılı, daha umutlu ve mutlu bir yaşamlarının olduğu ortaya koyulmuştur. Ayrıca bu çocukların depressyon gibi hastalıklardan etkilenme oranları çok daha düşük olduğu gözlemlenmiştir (Tough, 2012).

Eğer kendi rüzgarını kendisi yaratan, yaşamına anlam yükleyen vizyon sahibi u+mutlu çocuklar yetiştirmeyi hedefliyorsak, ilk olarak onların gözlem radarları içerisinde olan yetişkinler olarak kendi yaşamımıza anlam, yani bir vizyon katarak işe başlamalıyız. Çünkü vizyon sahibi yetişkinlerin olduğu ortamlarda, vizyon sahibi okullarda ve sınıflarda yetişen çocuklar ancak vizyonun ne olduğunu, nasıl yaşama değer kattığını gözlemleyip algılar ve kendilerine bir model oluşturabilirler.

Barış Sarısoy / twitter: @barissrsy 

Kaynakça:

• Cüceloğlu, D. (1996). İçimizdeki Biz: Dayanışma Bilincinin Temeli. (47.basım) İstanbul:Remzi Kitapevi
• Tough, P. (2012). Çocuklar Nasıl Başarılı Olur?. (1.Baskı) İstanbul: Pegasus Yayınları