“Offf!” diye geçirdi içinden.Oturduğu banktan bir anda kalktı.Soğuk havayı içine çekti.Denizin dalgaları kayaya değil de yüzüne çarpıyor gibiydi.Çok bunalmıştı.
Öğretmendi.
İdealist bir öğretmen.
Ama bir şeyler eskisi gibi değildi sanki.
Bir süredir yaptığı işi sorguluyordu.
Öğretmen kimliğini.
Şu anki öğrencileri ondan çok daha yeni ve güncel şeyler biliyordu.
Kendini değersiz ve yetersiz hissetmeye başlamıştı.
Her şey çok çabuk değişiyordu.
Değişimi sevmekle birlikte bu hız onu biraz kaygılandırıyordu.
Bu sınıftaki hakimiyetine de yansıyordu.
Bir keresinde bir öğrencisinin dersle ilgilenmeyip telefonuyla oynadığını görmüştü.
“Ahmet, telefonunu bırakıp derse odaklanabilir misin lütfen?”
“Hocam kusura bakmayın ama bu anlatılanlardan çok sıkıldım” diye cevap verdi Ahmet, elindeki telefonu kaldırarak bir şeye işaret etmişti: “Hepsi bunun içinde var zaten.”
Aylin hoca, öğrencisinin onların dilindeki jargonuyla Hz. Google’dan bahsettiğini anlamıştı.
Sustu,
Diyecek bir şey bulamamıştı.
Haklıydı.
Teknoloji ve internetle birlikte artık her bilgi çok kolay ve ulaşılabilir olmuştu.
Öğrencilerini daha iyi anlayabilmek için gündemi yakından takip etmeye çalışıyordu,
Ancak yetişemiyordu,
Henüz bilmediği
Başka bir şeyler olmalıydı.
Tüm bu düşüncelerle birlikte
Yürüyordu.
Nereye varacağını bilmeden.
Ne zaman canı sıkılsa böyle yürümek hoşuna giderdi.
Bir cevap bulmak ister gibiydi.
Rüzgar şiddetlenmişti,
Soğuk hava iliklerine kadar işledi..
Yapraklar, düşünceleriyle birlikte yüzüne yüzüne vuruyordu.
Yorulduğunu hissetti.
Kısa bir süre sonra
Bir yol ayrımına geldi.
Yolun karşısındaki durağa doğru yöneldi.
Duraktaki bir ilan takıldı gözüne.
Kırmızı büyük puntolar, siyah çerçeveli harflerle
Bir soru yazılıydı.
Daha iyi görebilmek için yaklaştı.
“…………….?”
Okudu,
Geri çekildi,
Yutkundu.
İşaret miydi bu?
Bilmiyordu.
Araştırmaya karar verdi.
Ve sonunda bir kavramla karşılaştı.
O günden sonra
Rüzgar tatlı tatlı esmeye başladı.
Hava ılıdı.
Artık hiç bir şey onun ve öğrencilerinin hayatında eskisi gibi olmayacaktı.
I. Bölüm Sonu