Sosyal Etkileşim Matematik Öğrenmek İçin Neden Gereklidir?

Sosyal Etkileşim Matematik Öğrenmek İçin Neden Gereklidir?

Edvocate,  Amerika’daki P-20 eğitimini çevreleyen önemli konuşmaları tetikleyecek misafir gönderilerini yayınlamaktan memnuniyet duyar. Misafir mesajlarındaki görüşler yazarların görüşleri olup, Edvocate veya Dr. Matthew Lynch’in resmi görüşünü yansıtmazlar.

ROBERT SUN TARAFINDAN GÖNDERİLMİŞ BİR YAZI

Kısa bir süre önce, İsrail’i ziyaret ederken, o ülkenin Kuzey Bölgesi’ndeki ilerici bir okulun dördüncü sınıfında derse katılma fırsatım oldu. O gün genç bir öğretmen, 19 kişilik İngilizce öğrenen bir sınıfa liderlik ediyordu. 40 dakikalık oturum boyunca, 20 yeni İngilizce kelimeyle tanıştırılan sınıfın, kelimeleri yüksek sesle telaffuz edip, cümlelerde kullanırken, aktif, sözlü ve karşılıklı değişimin yeni bir dil öğrenmek için ne kadar önemli olduğunu fark ettim.

Ve matematik, kesinlikle, bir dildir.

Yeni bir dili öğrenmenin ne kadar zor olabileceğini biliyorum, çünkü İsrailli öğrenciler gibi, ben de Shangai’dan gelen göçmen bir 4. Sınıf öğrencisi  olarak dili öğrendim. Günden güne İngilizce konuşmak,  Philadelphia’daki yeni evimi, yavaş yavaş daha davetkar bir yer haline getirdi. Şehir benim için daha davetkar bir hal almaya başlamıştı.

İngilizceyi akıcı bir şekilde konuşmak, 4.000’den 5.000’e kadar yeni ve bilmediğiniz kelimelerin ustaca kullanılmasını gerektirir. Bu uzun bir süreçtir. Buna karşılık, matematik öğrenmek daha kolay olmalı. Sonuçta, matematikle “9” un ne anlama geldiğini bilmek zorunda değilsiniz; yalnızca bir 9’un 3 veya 27 ile nasıl ilişkili olabileceğini anlamanız gerekir; çünkü matematik ilişkilere odaklanır ve sayıların nasıl bağlandığını belirler.

Matematiğin pek çok genç için zor olduğunu düşündüğüm bir nedeni ise nadiren konuşulduğudur. Okullarda, matematik eğitimi yazılı öğeler olan  ders kitaplarının sabit diline, tahtada yapılan çalışmalara ve çalışma sayfalarına odaklanır. En iyi ihtimalle, öğrenciler öğretmenin matematik hakkında konuşmalarını dinler – ancak nadiren kendi başlarına konuşurlar.

Her birimiz, ailemizin ilk önce adını söylediğini duyduğumuz an itibariyle, sözlü etkileşim yoluyla dil için akıcılığımızı elde ettik. Telaffuzları  ve sözcüklerimizi geliştirirken sürekli  işbirliği öğrenim öncesi yürümeye başlayan çocuktan tamamen işleyen bir yeteneğe geçiş sürecinde gerekli hale geldi. Matematiği öğrenme süreci sadece böyle bir dinamikten fayda sağlayacaktır. Fakat bu bizim gerçekten kaçırdığımız bir nokta.

Çoğu zaman, dil ediniminin sözlü bir bileşen gerektirdiğini unutuyoruz. Dilbilgisi, kompozisyon ve okuma olmak üzere istediğiniz tüm yazılara odaklanabilirsiniz, ancak sürekli etkileşim, görüşmeler ve konuşmalar yoluyla destek  almadan yeni bir dilde hakimiyetiniz sınırlı olacaktır.

Çalışan bir sözcük dağarcığı geliştirmek, yıllar sürebilen bir alıştırmadır. Yetkinlik temelini oluşturana kadar, konuşma konusunda isteksiz oluruz, çünkü konuşma halka açıktır ve kendimizi açığa vuran kamusal bir eylemdir.

Eğitim sistemimiz matematikte akıcılığı aramaktadır ancak  öğrencilerin bunu sosyal bir şekilde kullanmalarına teşvik etmez ve matematikten endişe duyan birçok kişi yaratır. Eğer  Matematik konuşmak zorunda değillerse,  çok az sayıda insan matematik yeterliliklerinin boyutunu gerçekten bilir. Ne kadar zayıf olduklarını “gizli” tutmak daha da kolay bir hal alır. Bütün sırlar gibi, kaygı durumu sırlar devam ettikçe ortaya çıkar. Aslında, geçtiğimiz  onlarca  yıl boyunca, “matematikte kötü olma durumu” sosyal olarak kabul edilebilir hale geldi. Yeterince bilmediğinizi itiraf etmek, konuyu başka yöne çevirip  eksikliğinizi muhafaza etmenize olanak sağlar.

Ne yazık ki, pek çok kişinin bu durumu kültürel açıdan kabul görmesi matematikteki gelişmeyi engellemektedir.  Bu dinamiği değiştirmemiz gerekiyor. Hem eğitimciler hem de toplum olarak “sosyal matematik” yani akıcılık konusunda geribildirim ve motivasyon sağlayan insan etkileşimlerine ilham verecek şekilde konuşulan matematiğin kullanılması fikrini geliştirmemiz gerektiğine inanıyorum.  Çocuğumuzu, çok erken yaştan itibaren, konuşmaya ve matematik dilini yazmaya teşvik ederek sosyal matematik becerisini  geliştirmeye başlayabiliriz.

Tıpkı İsrail’deki öğrencilerin yeni  kelimeleri yüksek sesle telaffuz ederek İngilizceyi öğrendikleri gibi , matematiği öğretirken de aynı şeyi yapabiliriz. Öğretmenler, öğrencilerini sözlü olarak matematiksel terimlerle ifade etmeye teşvik edebilir; erken yaşlarda  bile, çocuklardan  ne istediklerini ifade ederken , sayıları kullanmalarını ya da  sayıları kullanarak ne ifade etmek istediklerini,  ne demek  ya da   sayılar arasındaki ilişkileri kullanarak ne söylemek istediklerini açıklamaları istenebilir. Matematik ve matematik konseptleri hakkında konuşulan her şey onlar için  faydalıdır.

Bugün, birçoklarının matematik yeterliliğini kazanmasını engelleyen geleneksel engeller kaldırmanın nasıl olduğunu anlıyoruz:

Anında geri bildirim sağlayın; yani sosyal katılımı sağlamak gibi.

Yüzlerce giriş noktasında ilgi çekici ve kapsamlı içerik sunarak, bir çocuğun yetenek seviyesi ne olursa olsun başarıyı deneyimlemek ve becerilerini geliştirmek için ilerleme kaydetmek adına bir giriş noktası bulmasını sağlayın.

Çocuklara öğrenme süreci üzerinde kontrol ve sahiplik hissi verin.

Öğrencilere hata yapma özgürlüğünü verin, böylece becerilerini sınırlara doğru itecektir. Gerçek aktif öğrenimin gerçekleştiği yer burasıdır.

Çocuklarımızı akıcı olmaları için KONUŞMASINA ve matematik yazmaya teşvik edin.

Teknoloji, bu özellikleri birleştirmek için tasarlanmış araçlar geliştirmemize olanak sağladı. Bu yenilikçi araçları kullanan okullar, öğrencilerinin matematiği konuşmaya ve uygulamaya istekli olduklarını keşfederler. Bir okuldaki çocuklar İngilizce öğrenmek için mücadele ederken, matematik okuryazarlığı ile karşılaştırılabilir bir yetersizlik olduğunda bu konudaki yetkinliklerini inşa etmek için çok daha fazla kaynak yatırımı yapıyoruz.

Çocuklarımızdan matematik dilini konuşmaları beklenmezlerse, zayıf yanlarını açığa vurmazlar ve zayıf yanlarını göz ardı etmeleri daha kolay hale gelir.

Öte yandan, matematiğin ortak dili canlılık ve tutku ile konuştuğumuz zaman, çocuklarımıza bu temel ve evrensel iletişim biçiminde sunulan zengin fırsatları araştırmaya ve onları takip etmeye teşvik ediyoruz.Bu, STEM mesleklerinde ve hayatın her alanında kariyerlerini desteklemek için onlara yardımcı olan yeni nesil düşünürlere son derece fayda sağlayacaktır. ROBERT SUN, Suntex International’ın CEO’su ve matematikte derin uygulama için tasarlanmış bir çevrimiçi program olan First In Math’ın mucididir.


Çeviri: Gülşah Kaya

Bir cevap yazın