Yenilikçi Öğrenme Merkezinin “Okulu Dönüştüren Liderlik” konulu seminerinin duyurusunu ilk gördüğümde dikkatimi çeken içinde geçen “dönüşüm” (ki Kafka’nın “Dönüşüm”ünü bana hatırlattı) ve “liderlik” sözcükleri oldu. Meslek yaşantım boyunca “liderlik” konulu pek çok eğitime katıldım ancak liderlik özellikleri ile okulu dönüştürme meselesinin nasıl farklı bir bakış açısı ile ele alınacağını merak ettim doğrusu…
Dört gün sürecek eğitimin ilk aşamasında yoğun, keyifli, kendimizi ve yaşantılarımızı sorguladığımız deneyimler yaşadık. İlk iki günün sonunda bunları anlatan bir yazı yazmam istendiğinde süreci 5N1K yaklaşımıyla ele almak istedim.
“Kim’di” lider? Yetkilendiren, motive eden, değerlendiren kişi olarak tanımladık lideri. Türk tipi lidere de “demokratör” dedik. Lider çalışanlarının ihtiyaçlarını da düşünmeli, kendine ve çalışanlarına hedefler koymalı, bunların gerçekleştirilmesi için onları motive etmeli ve harekete geçmeli yani vizyonu olmalıydı. Yönetici pozisyonundan fark yaratan lider konumuna geçmeliydi.
“Ne yapacaktık” okulu dönüştürmek için? Elbette fark yaratan lider olmalıydık. Hedefimizi belirleyip açık bir şekilde ifade edecektik. Ekiple başarmayı sağlayıp, önce insan diyecektik. Duygusal zekamızı da kullanarak olayları yalın bir şekilde ele alacak ve tüm benliğimizle odaklanacaktık.
“Ne zaman” sorusu oldukça kritik aslında. Okul kültüründeki dönüşüm belirleyici olacak bu noktada. Temel okul kültürü olan “anaokulu” aşamasından rekabet kültürünün olduğu “ilkokul” aşamasına geçilmeliydi önce. Bu aşamada fazla oyalanmadan pozitif iklimin yaratıldığı “ortaokul-lise” aşamasına yani fark yaratan iyi okul aşamasına geçmek gerekiyordu. Asıl mesele bu aşamadan sonra başlıyor. “Mükemmelin düşmanı iyi olmaktır.” sözü ne kadar anlamlı… Konfor alanlarından çıkıp meslektaş kültürünün yaşandığı sürdürülebilir kurumsal gelişimin olduğu aşamaya geçebilmek için cesaret gerekiyor.
“Nerede” sorusunun cevabı aslında çok kolay, tabii ki okulda; ama öğrencilerle, tüm çalışanlarla ve ailelerle birlikte dönüşümü gerçekleştirmek gerekiyor. Okullarda gelişim için iş birliklerinin doğru kurulması en önemli faktörlerden biri.
“Neden” böyle bir değişime ihtiyaç duyuyoruz? Elbette 21. yüzyılın okulları bir önceki yüzyıldan farklı olmalı çünkü toplumun, ailelerin, öğretmenleri ve özellikle öğrencilerin ihtiyaçları öncekilerden farklı.
Artık karşımızda öğretmenin otoritesini kayıtsız şartsız kabul eden, okuldan beklentileri sınırlı olan veli ve öğrenciler yok. Bilginin sürekli değiştiği çağımızda yenileşme kaçınılmaz, bizler de okullarımızda yenilikleri izlemek, kurum kültürüne uyumunu sağlamak ve özümsemek zorundayız.
“Nasıl” sorusuna cevap verecek birçok uygulama yaptık iki günlük eğitim süresince, bunlardan birini “Merdiven Protokolü”nü biz de denedik okulumuzda bir grup arkadaşımızla. Problemi anlattı bir arkadaşımız, ben kolaylaştırıcı rolünü üstlendim. Düşündüğüm kadar kolay değildi bu rol aslında, özellikle zaman kullanımı dikkat istiyor. Üçüncü aşamada kaygılarımızı konuşurken fikir vermek de istedi katılımcılar, nazikçe bu aşamayı beklemelerini söylemek gerekti. Açıklayıcı sorular problemi getiren kişinin bir kez daha düşünmesine destek oldu. Değer verme aşamasında, problemi getiren arkadaşımızın birçok verimli uygulaması olduğunu görmesi kendini iyi hissetmesini sağladı. Yaşanan sorunun çözümüne dönük çeşitli öneriler geldi. Bütün bunları da 25 dakika gibi kısa bir zamanda yaptık. Çalışmayı yaptığımız arkadaşların görüşlerini aşağıdaki videoda sizlerle de paylaşmak istedim.
2 ve 3 Nisan tarihlerinde yapılacak oturumları merakla bekliyorum.
Yazan: (Okulu Dönüştüren Liderlik Programı Katılımcısı) Meliha BİLGE