Eleştirel düşünebilen ve sorgulayan bir toplum için…

Eleştirel düşünebilen ve sorgulayan bir toplum için…

Soru sorma teknikleri aslında etkin öğrenmenin oluşmasındaki en büyük paydalardan birisidir diyebilirim. Öte yandan araştırmalar ve benim gözlemlerimde de aynı şeyi görüyorum ki öğretmenlerin neredeyse sorularının büyük bir bölümü kapalı uçlu, kısa cevaplı ve bildiğini doğrulatmaya yönelik sorular oluyor. Soru sorma becerileri aslında her yaştaki ve düzeydeki öğrenen için geliştirilmesi gerekir.

Sınıfta soru sorma hakkındaki çalışmalar genellikle Sokrates’i hatırlayarak başlar. Soru sorma teknikleriyle ilgilenen araştırmacılar ve diğer yazarlar sanki bize bir eğitim stratejisi olarak soru sormanın eski ve saygın bir tarihçesi olduğunu hatırlatırlar. Gerçekten de soruları ve cevapları, varsayımları zorlamak, çelişkiler ortaya koymak ve yeni bilgi ve bilgeliğe gitmek için soruları ve cevapları kullanmanın Sokratik tartışma yöntemi yadsınamayacak kadar güçlü bir öğretim yaklaşımıdır.

Araştırmalar, bir öğretim yöntemi olarak soru sormanın ders anlatmaktan sonra gelen ikinci en popüler metot olduğunu ve sınıftaki öğretmenlerin her yerde öğretim sürelerinin yüzde 35 – 50’sini soru sorarak geçirdiklerini gösteriyor.

Soru sormak ne demek?

Bir soru, soru ifade eden bir şekli veya işlevi olan herhangi bir cümledir. Sınıf ortamlarında öğretmen soruları, öğrencilere öğrenilecek içeriği ve neyi nasıl yapacaklarını ileten yönergeleri ileten öğretim ipuçları veya uyarıcılar olarak tanımlanır.

Günümüzdeki görüş, başarı, akılda tutma ve öğrenci katılım seviyesi dahil, öğretmenlerin sınıfta soru sorma davranışları ve çeşitli öğrenci kazanımları arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Örneğin, metinsel soruların etkisi veya sınav sorularını konu almaz ve soru sorma stratejileri dahil, öğrencilere çalışma becerilerini açıklama yöntemleri ile de sadece zaman zaman ilgileniyor.

Öğretmenlerin sınıftaki sorularının amacı nedir?
  • Bu konudaki literatürü incelediğimizde aşağıda görebileceğiniz gibi çeşitli amaçlar ortaya çıkıyor:
  • İlgi uyandırmak ve öğrencileri derslere aktif katılım için motive etmek,
  • Öğrencinin hazırlığını değerlendirmek ve ev ödevi veya sınıf ödevini kontrol etmek,
  • Eleştirel düşünme becerilerini ve sorgulayıcı tutumları geliştirmek,
  • Önceki dersleri gözden geçirmek ve özetlemek,
  • Yeni ilişkileri ortaya koyarak öngörüleri geliştirmek,
  • Öğretim amaç ve hedeflerinin başarısını ölçmek,
  • Öğrencileri bilgiyi kendilerinin gerçekleştirmeleri, için güdülemek,

Bu amaçlar genellikle sınıf bağlamında izlenir ve her birisi bir öğrenci cevabı ve bazen de bu cevaba bir öğretmen yorumu isteyen bir dizi öğretmen sorusu olarak tanımlanır. Bu nakletmelerde öğrenciler (bilinçli veya bilinçsizce) sorulan sorulara cevap vermek için aşağıdaki bir dizi aşamayı izlerler:

  • Soruyu dinlemek,
  • Sorunun anlamını deşifre etmek,
  • Gizli bir cevap çıkarmak (cevabı beyninde formüle etmek),
  • Açık bir cevap vermek
  • ve genellikle cevabı revize etmek (öğretmenin yorumu veya diğer geri bildirime dayanarak),
Sınıfta soru sorma hakkındaki araştırmalar ne diyor?

Sınıfta soru sorma kapsamlı olarak araştırılmış bir konu. Soru sormanın bir öğretim stratejisi olarak yüksek oranı ve öğrencinin öğrenmesini etkilemedeki potansiyel rolü birçok araştırmacıyı soru sorma yöntemleri ve öğrenci başarısı ve davranışı arasındaki ilişkiyi irdelemeye yöneltti. Bazı araştırmacılar sınıfta soru sormanın rolü hakkında genel araştırmalar yaptı ve aşağıdaki sonuçlara ulaştılar:

  • Derslerde soru sorarak yapılan öğretim, başarı için öğrencilere soru sormadan yapılan öğretimden daha etkilidir.
  • Öğrenciler kendilerine daha önce öğrenme soruları olarak verilen soruları içeren sınavlarda daha önce hiç görmedikleri sınav maddelerine göre daha başarılı olurlar.
  • Sınıfta ders anlatmada sorulan sözlü sorular, yazılı sorulara göre öğrenmeyi daha fazla kolaylaştırırlar.
  • Öğrencilerin dikkatini dersin çarpıcı noktalarına çeken sorular, diğer sorulara göre anlamayı daha iyi gerçekleştiriyorlar.
Soruların yeri ve zamanlaması
  • Dersteki konuşmalarda sıkça soru sormak, bilgiyi öğrenmekle pozitif ilişkilidir.
  • Sınıf sorularının sıklığını arttırmak daha karmaşık bilginin öğrenilmesini kolaylaştırmaz. (Bazı araştırmacılar hiçbir bağlantı olmadığını, diğerleri ise negatif ilişki olduğunu bulmuşlardır.)
  • Okumadan ve dersi çalışmadan önce soru sormak, yaşça daha büyük, ileri yetenekli ve/veya konuyla ilgilenen öğrenciler için daha etkilidir.
  • Çok küçük çocuklar ve kötü okuyucular, sadece dersten önce kendilerine soruları cevaplamaya yardımcı olacak materyale odaklanmaya eğilimlidirler.
Ülkemizde uygulama farklı
  • Oysa ülkemizde sorgulamanın ve eleştirel düşünmenin önemi konusunda neredeyse herkes hemfikir gibi görünüyor ancak uygulamada sorgulamacı düşünme pratiğinin izin verilmediği bir toplumda yaşıyoruz.
  • Büyüdüğünde öğreneceksin!
  • Henüz o konuya gelmedik!
  • Büyüklerle böyle konuşulmaz!
  • Sen inanmıyor musun?
  •  ….
Teknoloji eğitimi kurtarmayacak!

Sorular karşılığında bunlara benzer cevaplar verdikçe eleştirel düşünme becerilerini sergileyemeyen, sorunlarının çözümü için farklı yollar arayan gençler yetiştiriyoruz. Özellikle farklı düşüncelere ve yaşam biçimlerine tahammülsüzlükleri gün geçtikçe artıyor.

Birlikte yaşamasını becerebilen, eleştirel düşünme ve empati becerileri gelişmiş bir toplum oluşturma hayalimiz için sınıfların içinde soruları derinlemesine çalışmalıyız. Teknoloji eğitimi kurtarmayacak! Temel insani beceriler olan düşünme ve sorgulama becerilerini geliştiren insan odaklı bir toplum için her yaştaki öğrenenlerle çalışmaya devam etmeliyiz.

Yazar

Yenilikçi Öğrenme Merkezi Kurucusu & Eğitimci

Bir yanıt yazın