Çocuklar kaygılı iken gelişim gösteremezler. Eğlenirken, gülerken daha çabuk öğrenirler ve uzun süre hatırlarlar. Eğlenceli ve rahatlatıcı bir eğitim ortamı hazırlamalıyım.
Çocukları heyecanlandıracak ve ilgilerini çekecek giriş etkinlikleri planlamalıyım. Hemen odaklanırlar.
Gizli, sırlı, bulmacalı etkinlikleri çözmek onları heyecanlandırır. Kurgu yapmalıyım.
Kelime haznesi bu yaşlarda çok hızlı gelişiyor. Kullandığım dil, sıfatlarla zenginleştirilmiş olmalı.
Çocuklar kapalı, kilitli şeylerin içinde ne olduğunu tahmin etmekten hoşlanırlar. Tahmin etmek ve sezgilerini kullanmak öğrenmeyi pekiştirir.
Her sorunun tek yanıtı yoktur. Öğrencilerimin farklı şekillerde düşünmelerini desteklemeliyim. Yaratıcı düşünme becerisi, benim istediğim yanıtları vererek gelişmez.
Bilim, fen ve matematiği kâğıt üzerinde ve sadece deney ile anlatmamın faydası yok. Günlük akışın içinde yaptıkları her şeyin içinde bilim olduğunu fark ettirmeliyim.
Planladığım etkinliklerin beş duyuya hitap etmesi çok önemli. Özellikle küçük çocuklar için duyusal öğrenmeyi önemsemeliyim.
Hedeflerime ulaşmak için öğrencilerimin ne bildiklerini anlamalıyım. Bildiklerinin üzerine birçok şey ekleyebilirim.
Dışarda hayat var! Sadece dört duvar arasını değil, her ortamı kullanmalıyım.
Çocukların kendilerini duygusal olarak iyi hissetmeleri çok önemlidir. Bir gün içinde hepsinin yanağına öpücük kondurduğumdan emin olmalıyım.
Çocuklar aynı şeyleri tekrar tekrar sorduklarında, sabrımı denediklerinde onları ne kadar çok sevdiğimi unutmamalıyım.
Öğrencilerim benim doğru veya yanlış dememden kaygılanmasınlar. “Sence…” diyebilmeliyim.