Kayhan Karlı, Dijital Bilgelik Yolculuğu İçin Öğrenme Yoldaşlığı kitabında 21. yüzyıl becerileri olarak kabul edilen ‘’Dijital Çağ Okuryazarlığı, Keşfedici Düşünme, Etkili İletişim, Yüksek Verimlilik’’ alanlarında yeterli insan gücünü yetiştirebilmek için öğretmen ve öğrencilerde yaratıcılığı öne çıkaran yeni bir öğrenme ortamı- ekolojisi yaratmak zorunda olduğumuzun altını çiziyor. Tıpkı öğrenciler gibi birlikte öğrenmekten hoşlanan ve tercih eden öğrenen öğretmenler.
“Yeni bir öğretmen ve yeni bir öğrenme ekolojisi tanımıyla karşı karşıyayız. Birlikte öğrenen, ölçme- değerlendirme sonuçları açısından hesap verebilir, bireysel farklılıkların dikkate alındığı, yaratıcılığı öne çıkaran öğretmen ve öğrenme ortamı.”
Eğitim sistemimiz, öğrenme ortamlarımız ve sonuçlarından en çok yakınan öğretmenlerden biri olarak yukarıdaki tanımlar kulağıma çok hoş ve gerekli gelse de öğrenci ve öğretmen olarak içinde yetiştiğim bu sistemde edindiğim alışkanlıklar ve konfor alanlarımdan vazgeçmekte zorlanabilirim.
Öğretmen olarak mesleki alışkanlıklarımı değiştirebilir miyim?
Büyük bir istekle katıldığım mesleki eğitim çalışmalarından sonra okula hep: “Artık yöntem ve anlayışımı değiştireceğim. İnandığım sistemi uygulayacağım, her şeyi başka türlü yapacağım.” kararıyla döndüm. Bu kararlılık etkisini yavaş yavaş kaybederken kendimi eski alışkanlıklarıma dönmüş ya da dönmek üzereyken yakaladığım birçok deneyimim oldu. Nasıl oluyordu da kendime rağmen onaylamadığım şeyleri yapmaya devam ediyordum? Özel hayatımda ve mesleğimdeki alışkanlıklarıma kafa yorduğum bu dönemde Yenilikçi Öğrenme Merkezi´nin Mesleki Gelişim Uzmanı Sertifika Programına başladım ve ilk modülde Charles Duhigg’in “Alışkanlıkların Gücü” adlı kitabı çıktı karşıma.
Charles Duhigg’ in “Alışkanlıkların Gücü” adlı kitabı üç bölümden oluşuyor. Birinci bölüm, bilimsel olarak alışkanlıkların oluşumu ve işleyişini anlatıyor. İkinci bölüm; şirket ve organizasyonların alışkanlıklarını inceliyor. Üçüncü bölüm ise toplumların alışkanlıklarına odaklanıyor.
Ancak Duhigg’ in vurguladığı gibi kitaptaki üç bölüm de aynı argüman etrafında dönüyor: “ Alışkanlıkların nasıl işlediğini anlarsak değiştirebiliriz.”
Peki alışkanlıklar nasıl ve neden oluşur?
Aslında “alışkanlık” dediğimiz davranışlar, önceleri düşüne taşına, “karar vererek” yaptığımız “seçimlerin”, bir süre sonra düşünmeye gerek duymadan otomatikleşmiş tekrarlarından başka bir şey değildir.
Pragmatizmin kurucusu William James 1892 ’ de ” Bütün yaptığımız, bir yığın alışkanlıktan başka bir şey değildir. “ diyor. Yıllar sonra, 2006’da Duke Üniversitesi’nde yapılan bir araştırma sonucu ise insanların her gün gösterdikleri davranışların yüzde 40’tan fazlasının gerçek anlamda kararlar değil, alışkanlıklardan oluştuğunun altını çiziyor.
Beyin neden davranış kalıpları oluşturur?
Beyin kendi haline bırakıldığında her rutini alışkanlığa dönüştürür. Böylece yemek aramak, yürümek, araba kullanmak gibi her gün yapılan işler hakkında durmaksızın düşünmek zorunda kalmaz, daha az efor harcar. Böylece zihinsel enerji yeni ve yaratıcı etkinliklere harcanabilir.
Örneğin; Çalışırken; yorulup, sıkıldığımız, dikkatimizin dağıldığı bir sırada biraz kurabiye atıştırmaya “karar verdik” ve bu bizi rahatlattı. Bu davranışı bir süre bilinçli olarak tekrarladıktan sonra seçim yapmayı bırakıp, davranışı otomatik yapmaya başladığımızda alışkanlık oluşmuş demektir. “Yoruldun- sıkıldın-dikkatin dağıldı-kurabiye ye- rahatla- işine dön. “
Beyinde davranış kalıpları (paternler) böyle işliyor. Davranışı başlatan bir işaret, ardından bir rutin ve davranışın oluşması için olmazsa olmaz ödül. Duhigg bu işleyişi anladığımızda davranış kalıplarımızı yani alışkanlıklarımızı değiştirebileceğimizi iddia ediyor. Duhigg’e göre işaret ve ödül aynı kalmak şartıyla rutini ( kurabiye yemek) değiştirebiliriz.
Daha da ilginci Duhigg davranış kalıplarındaki bu işleyişin, şirket, organizasyon ve toplumda da aynı şekilde işlediğini birbirinden ilginç örnekleriyle açıklıyor. Örneğin; Alcoa Şirketinde yerleşik alışkanlıkları bozmak için yeni bir alışkanlığı yerleştirerek dönüşüm hikâyesini başlatan O’ Neill’ e göre ‘’ Bazı alışkanlıklar bir zincir reaksiyon başlatma gücüne sahiptir. Bu alışkanlıklar kilit taşı alışkanlıklar olarak adlandırılır. Yayıldıkça her şey dönüşür ve değişir. ”
Öğretmen olarak bizim zincir reaksiyonlar yaratacak kilit taşı alışkanlığımız, “Meslektaş Çemberi veÖğrenme Yoldaşlığı “ kavramlarını hayata geçirmek olabilir mi? Meslektaş çemberinde bir araya gelen, öğrenme yoldaşları olarak, mesleki beceri ve alışkanlıklarımız kadar, örgütlenme beceri ve alışkanlıklarımızı da dönüştürebilecek zincir reaksiyonlar yaratabilir miyiz?
Ve son olarak Charles Duhigg’in “Alışkanlıkların Gücü” adlı kitabı cevaplamam gereken birçok yeni soru ile baş başa bıraktı beni. Meslektaş Çemberlerinde Öğrenme Yoldaşlarımla buluşup, yanıtlar aramak dileğiyle…
Öğretmen, Öğrenci Ve Okul Yöneticileri Olarak Öğrenme, Öğretme Alışkanlıklarımız Neler? Mesleki Alışkanlıklarımız Öğrenme Ortamlarını Nasıl Etkiliyor? İşaret ve ödüllerimiz neler olabilir? Değiştirmemiz gereken rutinlerimizi nasıl tespit edebiliriz? Onların yerine hangi rutinleri önerebiliriz? Öğrenme yoldaşlığı ve meslektaş çemberinde buluşmayı, kilit taşı alışkanlığımız yapabilirsek öğrenme ortamları ve eğitim sisteminde hangi dönüşümleri sağlayabiliriz?
“Alışkanlıkları doğru oluşturursan yapamayacağın şey yoktur?” diyor, Duhıgg
Gülnaz Bekar
YÖM-Mesleki Gelişim Uzmanı Sertifika Programı Katılımcısı
Sınıf Öğretmeni