Netflix Abonelik Ücreti Üzerinden Dijital Yayın Platformlarına Bir Bakış

Netflix Abonelik Ücreti Üzerinden Dijital Yayın Platformlarına Bir Bakış

 Dünya genelinde 220 milyondan fazla aboneye sahip dijital yayın platformu Netflix, geçtiğimiz günlerde Türkiye abonelik fiyatlarına %27 ile yüzde %42 arasında zam yaptığı bilgisini kamuoyuyla paylaştı.

Böylelikle Netflix’in abonelerine sunduğu Temel Paket fiyatı aylık 29,99 TL’den 37,99 TL’ye, Standart Paket fiyatı aylık 40,99 TL’den 57,99 TL’ye, Özel Paket fiyatıysa aylık 54,99 TL’den 77,99 TL’ye yükselmiş oldu.

Yakın zamana kadar ‘internet’ zihnimizde özgür, yaratıcı, yasaksız, sınırsız gibi imgelerle yan yana gelirdi ve internete bağlı olmanın her içeriğe ücretsiz erişmeye yeteceğine dair keskin bir görüş birliği vardı. Çok değil, bundan 10-15 yıl öncesinde “İnsanlar internet üzerinden film / dizi izlemek için aylık olarak sürekli ödeme yapacak.”  gibi bir önerme ortaya atmak kimseye inandırıcı gelmez, gülünüp geçilen bir alay konusu zannedilirdi. Bugün gelinen noktada dijital araç ve ortamların yaygınlaşmasıyla birlikte insanların film / dizi izlemek için birden fazla dijital yayın platformuna abone oldukları gözlemlenmektedir.

Türkiye’de aktif olarak kullanılabilen dijital yayın platformlarına ve bu platformların aylık abonelik ücretlerine bakıldığında şöyle bir tabloyla karşılaşılmaktadır:

  1. NETFLİX – Temel Paket Aylık Abonelik Ücreti 37,99 TL
  2. BLUTV – Aylık Abonelik Ücreti 29,99 TL
  3. AMAZON PRİME VİDEO – Aylık Abonelik Ücreti 7,90 TL
  4. MUBI – Aylık Abonelik Ücreti 39,90 TL
  5. EXXEN – Reklamsız Aylık Abonelik Ücreti 29,90 TL
  6. GAİN – Aylık Abonelik Ücreti 21,90 TL
  7. BEIN CONNECT – Eğlence Paketi Aylık Abonelik Ücreti 14,90 TL
  8. D SMART GO – Film Dizi Paketi Aylık Abonelik Ücreti 19,90 TL
  9. TİVİBU GO – Süper Paket Aylık Abonelik Ücreti 22,99 TL
  10. TURKCELL TV PLUS – Premium Paket Aylık Abonelik Ücreti 24,99 TL
  11. VODAFONE TV – Full Paket Aylık Abonelik Ücreti 18,90 TL
  12. PUHU TV – Ücretsiz

NOT: Spor yayını odaklı yayıncılık hizmeti sunan paketler ve Youtube Premium Paketi liste dışında bırakılmıştır.

7 Nisan 2022 tarihi itibarıyla Türkiye’de hizmet sunan dijital yayın platformların tamamına abone olduğunuzda aylık ödemeniz gereken tutar 270 TL’dir.

 Tüm bu platformların yanı sıra Disney+ da 14 Haziran 2022 itibariyle Türkiye’de yayın hayatına başlayacağını duyurdu. Marvel, Pixar, 21st Century FOX, Lucasfilm, ABC gibi önemli şirketleri de bünyesinde barındıran Disney’in dijital yayın platformu Disney+ Türkiye’deki aylık abonelik ücretini 34,99 TL olarak açıkladı. Öte yandan HBO Max’in de henüz kesin tarihi belli olmamakla birlikte Barış Zavaroğlu liderliğinde operasyonel çalışmalarını sürdürdüğünü, yakın zamanda Türkiye’de hizmet sunmaya başlayacağı söyleyebiliriz.

Farklı yayıncılık anlayışını benimsemiş dijital yayın platformların yarattığı çeşitlilik birçok farklı tür ve kategoride sayısız içeriğe erişim imkanı doğurmaktadır.

Peki izleyici, bu yayın çeşitliliğinin neresindedir?

İzleyici, dijital yayıncılık ekosisteminin neresinde konumlandırılmaktadır?

İzleyici mi içeriğin karar vericisidir yoksa içerik mi izleyiciyi yönetmektedir?

İzleyici ilgi ve beğenilerine göre mi içeriğe yönelmektedir yoksa dijital yayın platformları tarafından izleyici içeriğe yönlendirilmekte midir?

Dijital yayıncılık platformları, televizyonu mu öldürdü, sinemayı mı? Yoksa hem televizyonu hem sinemayı mı?

İzleyicinin izleme alışkanlıkları üzerinden yola çıkmak bu sorular hakkında fikir edinmemiz açısından faydalı olacaktır. KPMG Türkiye’nin 2021 yılında yaptığı araştırmanın sonuçlarına göre en az bir dijital yayın platformuna üye olan izleyicilerin yarısından fazlasının üye olmasındaki ana motivasyon kaynağını orijinal içerikler oluşturmaktadır. Orijinal film ve diziler, izleyicinin bir platforma abone olmasında, aboneliğini sürdürmesinde veyahut abonelikten çıkmasında ana etkendir.

Özellikle Covid-19 salgınıyla beraber yaşanan pandemi süreci boyunca insanların ‘ev merkezli bir hayat’ yaşamaları, dijital yayın platformlarına olan ilgiyi ve dijital yayın platformlarında geçirilen süreyi direkt olarak artırmıştır. Pandemi dönemi boyunca, internet çağından önce dünyaya gelmiş ve dijitalleşme ile arası mesafeli olan ‘dijital göçmen’lerin de dijital dünya ile olan uyum süreci hızlanmıştır. Dijital yayın platformlarını kullanan kişilerin yaş aralığı da buna paralel olarak artmaya başlamıştır.

Dijital yayın platformlarında izleyicinin ilgi, beğeni ve isteklerine göre birçok içerik bulunmaktadır. Fakat öte yandan da dijital yayın platformlarının kullandığı yapayzeka algoritmaları da izleyiciyi, izlenmesini istediği içeriğe yönlendirmektedir.  Belli algoritmik hareketler izleyiciyi, platformun izletmek istediği içeriğe doğru harekete geçirir. İzleyicinin izleme verilene göre farklı afiş görseli kullanımı, ana sayfada gösterilen içeriklerin düzenlemesi gibi hareketler dijital yayın platformunun izleyiciyi yönlendirmeye yönelik girişimine örnek gösterilebilir. Bu noktada dijital yayın platformlarında sayıca çok fazla ve çeşitli içeriğin bulunmasına rağmen izleyici bu içerik havuzunda dilediği gibi hareket edememektedir. İzleyicinin ana akım beğenilere ve dijital yayın platformunun inisiyatifine göre yönlendirildiği bir ortam oluşmaktadır.

Geleneksel kitle iletişim araçları içinde hala en yaygın olan televizyon olmasına rağmen artık Y ve Z kuşağı için anlamını yitirmesinde dijital yayın platformlarının önemli bir etkisi olmuştur. Dijital yayın platformlarındaki içerik çeşitliliği, ana akım televizyon kanallarının asla ulaşamayacağı bir seviyededir. Nicelik farkın yanı sıra nitelik olarak dijital platformlardaki içerikler televizyonda yayınlananlara göre daha özgün, yaratıcı, farklılıklara açık, hem hikaye kurgusu hem süresi bakımından dinamiktir.

Dijital yayın platformlarına erişmek için sadece aktif bir internet ağına bağlı olmak yeterlidir. Bununla birlikte dijital yayın platformlarının zamandan ve mekandan bağımsız yapısı, izleyiciyi pasif bir konumdan aktif bir konuma geçirmesi, seçim yapabilme fırsatı sunması televizyona nazaran avantajlı özellikleridir.

Dijitalleşme sürecinin hız kazanması ‘dijital kültür’ kavramını doğurmuştur. Bu doğrultuda dijital kültürün en büyük taşıyıcısıysa dijital yayın platformlarıdır. Çünkü ağ toplumlarında ‘ekran’ her yerdedir ve insanların iş, okul ve sosyal hayatları ekranda geçirdikleri süre üzerinden şekillenmektedir.

Dijital yayın platformlarının film yayıncılığı alanında da etkin rol oynaması izleyicinin sinema ile olan ilişkisinin biçim değiştirmesine, dönüşmesine yol açmıştır. Çoğu kimse için sinemada film izlemek, film önü ve sonrasıyla birlikte komple bir günü kaplayan bir etkinliktir. Dijital platformlar üzerinden kolaylıkla istenilen her türde filme ulaşılabiliyor olması sinemaya gidip film izleme ritüellerini değiştirmeye başlamıştır.

Elbette büyük ekranda ve sinema perdesinde film izlemek her zaman büyülü bir eylem olarak varlığını koruyacak olsa da dijital platformların sinemayı kendi içinde bir dönüşüme sürükleyeceği aşikardır. Ayrıca dijital platformların telefon, tablet, bilgisayar, televizyon gibi birçok farklı ekrandan kullanılıyor olması teknik olarak da film yapım sürecini doğrudan etkilemektedir. Film kurgusu, çekim açıları, renk ve ses düzenleme tercihleri filmin hangi erkanda ve boyutta izleneceğiyle direkt alakalıdır. Bu yüzden film yapımcıları, dijital yayın platformlarının ekranları ve sinema perdesi arasında teknik bir dilemma yaşamaya devam edecekler.

Martin Scorsese’nin dağıtımcı şirket bulamadığı için Netflix’te yayınladığı The Irishman (2019) filmi hakkında söylediği “Bu filmi lütfen telefondan izlemeyin!” cümlesi dijital yayın platformları ile sinema sanatının içine düştüğü durumu özetleyen çarpıcı bir örnektir. Zira dijital yayın platformlarında bir içeriği izlemek için en çok kullanılan araç mobil cihazlardır.

Sadece sinemalarda gösterilmesi için çekilen bir filmin dahi sonraki süreçlerde yayın hakları televizyonlar ve dijital yayın platformları tarafından lisanslanmaktadır. Dolayısıyla, diğer sanat dallarına göre henüz emekleme dönemini geçiren sinema sanatının film biçim ve araçları konusunda önemli bir değişim ve dönüşüm geçireceğini söyleyebiliriz. Bu değişim ve dönüşüm sürecinde de çoğu alanda olduğu gibi dijital yayın platformları en önemli söz sahibi olacaktır.

 

KAYNAKÇA:

  1. KPMG Türkiye – Türkiye’de Dijital Yayın Platformları ve Pandeminin Etkileri (2021)
  2. Dijital Platform Kullanıcılarının İzleme Alışkanlıklarına Yönelik Bir Araştırma: Netflix Örneği – Ümit SARI / Halil TÜRKER (2021)
  3. https://kayiprihtim.com/haberler/sinema/martin-scorsese-the-irishman-telefon-aciklamasi/

Bir yanıt yazın