Mesleki Farkındalık Okulu Projesi

Mesleki Farkındalık Okulu Projesi

PROJE NASIL ORTAYA ÇIKTI?

Görevim gereği öğretmenlerin düzenli olarak derslerine giriyorum ve “yapılandırılmış gözlem” adını verdiğimiz bir süreçte onlara “ileri besleyen geri bildirimler” vermeye çalışıyorum. Bu durum, bazen haftanın yarısında sınıflarda misafir olarak ders dinlememi gerektiriyor.

Türkçe öğretmeni olarak görev yaptığım yıllarda da bir öğrenci ya da bir grup tahtada sunum yaptığında mutlaka gidip onların sıralarına oturup sunumu oradan izler ve öğrencilerin gözünden kendimi görmeye çalışırdım.  Bu deneyimler, bana bir şeyleri farklılaştırmam için gereken bakış açısını kazandırmıştır.

Ders gözlemi için girdiğim sınıflarda yalnızca öğretmeni gözlemliyormuş gibi gözüksem de esasen öğretmenin davranışlarının öğrenciler üzerinde bıraktığı etkiyi gözlemliyorum. Öğrencilerin duygu durumları beni de içine alıyor ve duyguların zaman algısına olan etkisini doğrularcasına bazen içten içe dakika sayıyoruz, bazen de vaktin nasıl geçtiğini anlamıyoruz.

Öğrencilerle ister istemez kurulan bu duygudaşlığın sınıflarda bir şeyleri değiştirmek için harekete geçmemizi sağlayacağına olan inancım, beni okuldaki tüm çalışma arkadaşlarımın bu deneyimi yaşayabilecekleri bir okul simülasyonu kurgulamaya itti.

Bu simülasyonda öğretmenler dört gün boyunca öğrenci hayatı yaşayacaklardı. Sabah 8.55’te derse girecek, 10’ar dakika teneffüs yapacak,  sekiz saat dersten sonra 16.10’da okuldan çıkacaklardı. İçlerinden bazıları zaman zaman diğerlerine öğretmenlik yapacaktı evet ama çoğunlukla öğrenci olacaklardı.

HAZIRLIK SÜRECİ

Projeyi yapılandırmaya zümre toplantılarıyla başladım. Haftalık yaptığımız zümre toplantılarında öncelikli olarak nabız ölçtüm.  “Seminer döneminde böyle bir şey yapsak nasıl olur?” sorusuna hiçbir zümre “A, öyle şey olmaz!” demedi; hatta düşündüğümden de sıcak baktılar. Akademik danışmanımızdan aldığım destek ve öğretmenlerden gelen olumlu geri dönütlerle projeyi planlamaya başladık.

Proje sona erdiğinde öğretmenlerin temelde iki önemli kazanım elde etmelerini umuyordum: Birincisi öğretmenler öğrencilerle empati kuracaklar, bu empati onların farkındalıklarını artıracak, elde edilen farkındalıklar edimlerimizi ve öğrencilere olan yaklaşımımızı değiştirecekti. İkincisi ise zümreler diğer zümrelerin bilmelerini istedikleri şeyleri bu sayede birbirlerine aktarabileceklerdi.

Birinci amaç,  aynı zamanda projenin çıkış noktasıydı. İkinci amacın gerçekleşmesini kolaylaştırmak için sorduğumuz büyük soru ise şuydu: “Diğer zümreler branşınızla ilgili neyi bilirlerse okulda daha rahat çalışırsınız?”

Bu sorudan yola çıkarak örneğin Türkçe zümresi – okuldaki tüm yazıları gözden geçiren inceleme kurulu olarak- anlatım bozukluğu konusunu öğretmenlere hatırlatmak istediler.  Zümrelerin çoğu ders planlarını bu cevaplar üzerinden hazırladı. Dersin özelliğine göre soruya cevap veremeyen zümreler de oldu. Onları da konu seçiminde serbest bıraktım. Ders planlarına hiçbir şekilde müdahale etmedim ve her şeyin kendi doğallığında gitmesine izin verdim. Çünkü öğretmenlerin gerçek hayat deneyimi yaşamalarını istiyordum ve “Sıkılmak” bu otantik öğrenme yaşantısının bir parçasıydı.

PROJENİN DUYURULMASI

Okulun kapanmasına iki hafta kala projeyi duyurmak için öğretmenlere bir mail gönderdim. Mail, okul simülasyonunun başarılı olması için normalde kullandığım üsluptan uzak, özellikle durumu provoke eden bir maildi:

Sürecin tamamında öğrenciler için geçerli olan kurallar hepimiz için geçerli olacak.  Derslere zil çalınca girip zil çalınca çıkacağız. Ola ki derse geç kalırsak idarecilerden izin kağıdı alarak derse gireceğiz.

Üç günün sonunda tüm öğrendiklerimizi içeren bir sınav olacağız. Bu arada akşam için de bazı okuma ödevleriniz olacak. Her günün son iki saatinde kulüp çalışmaları yapılacak. Kulüp saatinde isteğimize göre kulüplere ayrılacağız. Sizlerden üç günün sonunda kulüpte yapılan çalışmalarla ilgili bir grup performansı sahnelemenizi bekliyoruz. “

Öğretmenlerden gelen geri dönütler,  istenilen rahatsızlığın yaratıldığı yönündeydi; buna rağmen merak ve heyecan daha ön plandaydı.

PROJE ÖNCESİ BEKLENTİLER

Projeye başlamadan bir gün önce öğretmenlere mesleki farkındalık okulundan beklentilerini sorduk. Beklentilerini isim belirtmeden küçük kağıtlara yazmalarını istedik.

Projeye katılan 48 öğretmenden 23’ü “eğlenceli” geçmesini istediklerini belirttiler. Eğlenceli geçme beklentisinin yanında en çok dile getirilen beklentiler ise “farkındalık” yaratması, “işe yarar” olması,  “empati” kurulmasının sağlanması şeklinde idi.

 Beklentilerle ilgili kısa kısa…

“Mesleki farkındalık projesinin önemi bence empati geliştirmek. Bu sayede eğlenerek ve biraz öğrenci  olarak göremediklerimizi görürüz diye düşünüyorum.”

“Eğlenerek her branşın önemini fark etmek”

“Eğlenceli, aktif, ders içinde faydalanabileceğim bir etkinlik olması”

“Sorunların çözümüne dayalı olması”

“Farklı derslerde ne gibi etkinlikler yapılıyor? Öğrenciler derslerde ne hissediyor?”

“Öğrencilerin ders içi tutumlarını bire bir tecrübe etmek”

“Öğrencilerin gözünden derslere bakış”

“Diğer zümrelerden farklı bakış açıları ve yöntemler öğrenmek”

“Tekrar öğrenci olmak, öğrenci gibi hissetmek”

“Seminer sonuna öğrencileri şimdikinden daha iyi anlayabilmeyi bekliyorum. “

“Eğitim ve öğretime öğrencilerin penceresinden bakabilmek ve empati yaparak onları daha iyi anlayabilmek”

PROJE UYGULAMA SÜRECİ

Mesleki farkındalık okulu tam üç gün sürdü. Dördüncü günü quiz show, süreç değerlendirme, performans sunumları ve mezuniyet törenine ayırdık. Üç günde Türkçe, Matematik, Fen,  Sosyal, İngilizce, Resim, Müzik, Beden ve Rehberlik dersleri yapıldı. Her gün son iki saat kulüp dersi vardı ve öğretmenler yeteneklerine göre dans ve koro olmak üzere ikiye ayrıldılar.

Öğretmenlerin büyük çoğunluğu aktif bir şekilde projeye dahil oldu. Geç kağıdı alan öğretmen sayısı son derece azdı.

Birinci ve ikinci günün sonunda okuma ödevi olarak öğretmenlere iki makale verdik.

SON GÜN

En son gün, yeni dijital araçlardan biri olan https://getkahoot.com/ programını kullanarak mesleki farkındalık okulunda işlenen tüm derslerden soruların yer aldığı bir quiz show yaptık.

Quiz show’un ardından öğretmenlere bir süreç değerlendirme formu dağıttık. Formda onlardan Mesleki Farkındalık Okulu Projesini duygu, düşünce ve davranış bağlamında değerlendirmelerini istedik:

ÖĞRETMENLERİMİZ SÜREÇTE NELER HİSSETTİLER?

  1. Genel anlamda keyifli olmakla birlikte zaman zaman da sıkıldım. Bu dersi anlatan kişi ile doğru orantılı bir durumdu.
  2. Süreçte genel olarak çok eğlendim. İngilizce dersinde kendimi çok kötü hissettim. Çünkü öğrenim hayatım boyunca yabancı dil olarak Almanca gördüm.
  3. Öğrencilerin neler hissettiğini anladım. Günde 8 saat ders gerçekten yorucu ve zaman zaman sıkıcı. Özellikle başarılı olmadığım ve sevmediğim bir derse katılmak beni yordu ve sıktı.
  4. İlk defa bu sene seminerlerden büyük keyif aldım. Bundan sonraki seminerlerimizde de mesleki farkındalık okulu olmasını istiyorum.
  5. Tekrar öğrenci olmak ilk başlarda zor geldi. Ancak bir süre sonra adapte olabildim. Çok eğlenceli vakit geçirdim. Yeri geldi sıkıldım. Kendimi öğrencilere daha yakın hissedip onlarla empati kurabilmek için bir adım atmış oldum.
  6. Üç gün boyunca sıkıldım dediğim anlar oldu. Sevdiğim derslerde ise keyif aldım.
  7. Değişik branştaki arkadaşlarla birlikte çalışmak güzeldi.
  8. Keyifli, eğlenceli anlar yaşadım. Yıllar öncesine geri gittim.
  9. Bu süreçte kendimi öğrencilerimin yerine koyma fırsatı buldum. Öğrencilerin dersteki durumlarını, yaklaşımlarını bizzat yaşadım.
  10. Her derste eğlenmek istediğimi fark ettim. Dersler sıkıcı geçerse verimim düşüyor ve odaklanma zorluğu çekiyorum. Öğrenciler de aynı duygudalar eminim. 8 saat eğitim fazlaymış bence altı saat sanki daha ideal.
  11. Süreç çok güzel ilerledi. Öğrenci olmak zormuş. 8 ders fazla geldi. Sürekli oturmak sıkıcı.
  12. Yeterli zaman verildiğinde herkesin ne kadar yaratıcı işler ortaya çıkarabileceğini fark ettim.
  13. Hem veli hem öğretmen olarak kendimi değerlendirme fırsatı buldum. Yorulduğum, eğlendiğim, sıkıldığım, heyecanlandığım zamanlar oldu.
  14. Farklı branştaki arkadaşlarla işbirliğinin önemini kavradım, motive oldum.
  15. Öğrencilerin gün içinde düşündüğümüzden fazla yorulabildiklerinin farkına vardım. Yıllar önceki öğrenciliğimiz ile bugünkü öğrenciler arasındaki eğitim öğretimin teknolojinin ilerlemesi sayesinde ne kadar farklılaştığını daha iyi hissettim.
  16. Bölümde yapmam gereken işleri bitiremediğimden kendimi baskı altında hissettim.
  17. Akademik dersler de oldukça eğlenceli işlenebiliyormuş.
  18. Çok eğlenceli oldu. Her derse girdiğimde yeni bir şeyler öğrenirim düşüncesiyle heyecanla katıldım. Sıkıldığım dersler de oldu. Çocukları daha iyi anladım. Çok yoğun ders programları var ve nefes alabilecekleri dersler yeterli değil.
  19. Keyif aldım, keşke benim öğretmenlerim de böyle olsaydı.
  20. Sürecin her adımında kendimi öğrencilerin yerine koydum. Onları anlamaya çalıştım.
  21. İlk gün ve ikinci gün gerçekten çok keyif aldım. 3. gün çok sıkıldım. Yorulmadım ama sıkıldım.
  22. Keyif aldığım anlar da oldu sinirlendiğim anlar da. Fen bilgisi ve Türkçe derslerinden çok keyif aldım.
  23. Heyecanlandım. Uzun süre sonra yaptığım resimden çok keyif aldım. Farklı gruplarla farklı davranışları gözlemleme fırsatı buldum.
  24. Sadece selamlaştığım öğretmenlerle bir şeyler paylaşma fırsatı yakaladığım için mutluyum.
  25. Süreç içerisinde çocukların akşama kadar çok geniş bir zaman dilimini okulda geçirdiklerini fark ettim. Aktivitelerle geçen dersler çok eğlenceliydi. Sadece düz anlatımla geçen derslerde zaman bir türlü geçmedi.
  26. Bence öğretmenlerin öğrencileri anlaması açısından çok anlamlı oldu. Empati kurmamızı sağladı.
  27. Hislerim dersin türüne ve işleniş şekline göre değişti.
  28. Bazen heyecanlandım, bazen sıkıldım, meraklandım. Farklı gruplarla çalışmak hoşuma gitti.
  29. Mesleki farkındalık okulu öğrencisi gibi değil gerçek bir öğrenci olduğumu hissettim. Bir öğrenci gibi davranmaya çalıştım.
  30. Başlangıçta sıradan ve sıkıcı geçeceğini düşünsem de süreç boyunca çok keyif aldım. Yeniden, kısa süreliğine de olsa öğrenci olmak beni çok mutlu etti.

NELER DÜŞÜNDÜLER?

  1. Kısa zamanda yaşadığımız tam bir “Mesleki farkındalık” oldu. Öğrencilerimizin hazırlıksız girilen ya da yeterince hareket katılmayan derslerde ne denli sıkılabileceğini görmüş oldum.
  2. Kendimi öğrencilerin yerine koydum. Öğrencilerimin benim gibi davranıp davranmadığını düşündüm. Öğrencilerimin farklılıkları gözümün önüne geldi.
  3. Derslerin sayısının çok olduğunu okulun 14.30’da kapanması gerektiğini düşündüm.
  4. Bir zamanlar öğrenci olduğumuzu unutup öğrencilerimizle empati yapamadığımız anlar oluyor. Onları daha iyi anlamak ve nasıl daha iyi öğrenme ortamları oluşturabiliriz sorusuna cevap vermek adına kesinlikle faydalı bir proje.
  5. Öğrenci olmanın zorluğunu ama bir o kadar da eğlenceli olduğunu düşündüm. Fakat ben artık öğretmen olmuştum ve öğrenci gibi davranamıyordum.
  6. Uzun zamandır birlikte çalıştığım çalışma arkadaşlarımın çabalarını, emeklerini bir kez daha gördüm ve çok hoşuma gitti. Sürecin çok uzun olması açısından öğrencileri çok daha iyi anladım.
  7. Bu kadar uzun zaman diliminde çocukların tüm derslerde aynı şekilde motive olmalarının imkansız olduğunu öğrendim.
  8. Öncelikle düşündüğüm şey okulumuz öğrencilerinin gerçekten çok şanslı olduğu idi. Çünkü okulumuzda ciddi anlamda işini çok severek yapan, inanılmaz güzel ve dinamik bir ekip var.
  9. Öğretmenlerin öğrencilerden beklediklerine kendilerinin üç gün bile tahammül edememesi komik geldi. Bence bir seminer dönemi ancak bu kadar anlamlı, bu kadar empati dolu ve bu kadar keyifli olabilirdi.
  10. Öğrencilerimizin şanslı olduğunu düşündüm.
  11. Koro ya da dans çalışmaları okul zamanında da istekli öğretmenler için devam etse diye düşündüm.
  12. Grup çalışmaları çok faydalı ve derslerin yaratıcı olması motivasyonu artırdı.
  13. Günlük ders saatlerinin çok olduğunu düşündüm.
  14. Sekiz saatlik eğitim gerçekten yorucuymuş.
  15. Çocukların zor bir yaşamı olduğunu düşündüm. Okul saatleri çok uzun. Bu uzun süreden sonra etüt, antrenman gibi çeşitli etkinlikleri var. Eve gelince, ödevler, kitap okuma, test çözme. Evde kendilerine ayıracak ve aileyle geçirecekleri zaman neredeyse yok.
  16. Müfredatın yoğun olması ve yanlış eğitim politikaları yüzünden yaratıcılığımızın köreldiğini görünce üzüldüm.
  17. Öğrencilik zormuş. Tekrar öğrenci olmak daha da zormuş. Performansı sürekli yüksek tutmak sadece öğrencinin elinde değil, öğretmenin de elinde. Dersi sevilir kılmak kesinlikle öğretmene bağlı.
  18. Buradaki öğretmen arkadaşlarımı geçmişteki öğretmenlerimle karşılaştırma fırsatı buldum. Ve keşke öğretmen arkadaşlarım gibi öğretmenlerim olsaymış.
  19. Tabi ki her eğitim bize bir şeyler katacaktı. Ama bu kadar eğlenceli ve dolu geçeceğini düşünmemiştim.
  20. İlk derse girdiğimiz andan bu yana ne denli eğlendiğimi ifade etmek istiyorum. Yapmış olduğumuz etkinliklerle eğlenerek öğrenmenin çok etkili ve kalıcı olduğunu düşünüyorum.
  21. Bir öğrencinin her derste başarılı olamayacağını düşündüm. Sağlık durumumdan dolayı beden eğitimine katılamamak beni üzdü. Teneffüs süresi az.
  22. Öğrencilik en az öğretmenlik kadar yorucuymuş. Aktif olduğumuz dersler daha eğlenceli ve öğreticiydi. Bu proje, bir öğretmen olarak derslerimi nasıl planlamam gerektiği konusunda bana epey fikir verdi.
  23. Meslektaşlarımın kullandığı yöntem ve yaklaşımları kendi derslerimde nasıl uygulayabilirim diye düşündüm.
  24. Yapılan etkinliklerin bazılarını sınıflarımıza uyarlayabileceğimizi düşünüyorum. Bu tür projeler, öğretmelerin kendilerini yenilemeleri ve empati kurmaları açısından önemli.
  25. Çok iyi düşünülmüş bir eğitimdi. Okulumuzda öğrenci olmak çok güzel. Öğrencilerimiz çok yönlü gelişiyorlar.

PROJEYE KATILMAK ÖĞRETMENLERİN DAVRANIŞLARINDA DEĞİŞİKLİĞE SEBEP OLACAK MI?

  1. Elbette olacak. Daha önceki eğitimlerimizde vurgulanan şeyleri deneyimlemiş olduk. Deneyimlemek biraz daha fark yarattı diye düşünüyorum.
  2. Ders planlarken farklı yöntem ve teknikler kullanmaya dikkat edeceğim.
  3. Dersleri işlerken grup çalışmalarına daha çok ağırlık vereceğim.
  4. Bazen müfredat değiştirme telaşıyla derslerimi daha çok öğretmen odaklı işleyebiliyorum. Bunu kesinlikle yapmayacağım. Kendi sesimi mümkün olduğunca daha az duymak istiyorum.
  5. Son saatlerde özellikle beden eğitimi dersinden sonra dersim varsa çocuklara daha esnek davranacağım.
  6. Bir öğretmen olarak derslerimi çok daha öğrenci odaklı, eğlenceli ve öğretmen açısından daha aktif bir hale getirmeyi hedefliyorum. Olumlu duyguların öğrenmeyi kalıcı hale getirdiğini bir kez daha anlamış oldum.
  7. Bir öğretmenin sunumu ve dersi planlaması çok önemli. Bunu bir kez daha anladım. Planlamalarımda buna daha fazla dikkat edeceğim.
  8. Bir sınıf öğretmeni olarak hangi branş dersini dolduruyorsam bundan sonra o dersi yapacağım.
  9. Bu projenin bana çok fazla getirisi oldu. Öğretmen arkadaşlarıma ders anlatmak, onlardan ders dinlemek davranışlarımda değişikliğe sebep oldu.
  10. Çok zor konuları işlediğim derslere kesinlikle oyun ekleyeceğim.Oyun üreteceğim ve oyun kitapları okuyacağım.Öğrencilere günün programına göre muamele yapacağım. Örneğin o günün programı çok yoğunsa derste ona göre yükleneceğim. Dersin son dakikalarını biraz daha rahatlatıcı etkinliklerle bitirmek isterim çünkü bir sonraki derse yorgun ve beyni dolu gitmelerini istemiyorum artık.
  11. Ben hareketli biriyim ve benim gibi çocuklar için sürekli oturmak çok zor. Bunu tekrar fark ettim.
  12. Derslerde kendi konularımla bağdaştırabileceğim farklı etkinlikler öğrendim.
  13. Bazen fazla sert olmanın bazen de pasif olmanın öğrenci tarafındaki etkilerini fark ettim.
  14. Bu proje her şeyden önce çalışma arkadaşlarımızla daha iyi kaynaşmamızı sağladı.
  15. Öğretmenin rehber ve kolaylaştırıcı olmasının ne kadar değerli olduğunu bir kez daha anladım.
  16. Her çocuğa mümkün olduğu kadar ulaşmaya çalışacağım.
  17. Öğrencilerimi teneffüse geç çıkarmayacağım.
  18. Öğrencilere karşı daha da anlayışlı olacağım.
  19. Yemek öncesi olan derslerde öğrencilerin açlık durumlarını daha çok önemseyeceğim. Öğleden sonraki derslerde yorgun olduklarını unutmayacağım. Geç kalan öğrencilere sebepleri doğrultusunda daha hoşgörülü davranacağım.
  20. Öneriler sunarken iletişim kurallarına dikkat edeceğim. Öğrenci ihtiyaçlarına göre şekil alacağım.
  21. Çocukların motivasyonunu baz alarak hareket edeceğim.
  22. Etkinlikler sürecinde öğrencilerimi daha özgün, kendilerini rahat ve güvende hissedebilecekleri ortamlar hazırlamak temel görevim olacak. Çünkü dersler çok fazla, dinlenme süreleri çok kısa.
  23. Öğrencilere çok yüklenmemeye karar verdim.
  24. Diğer branşların kullandığı ama bizim kullanmadığımız yöntemleri kullanmayı deneyeceğim. Öğrencilerimi daha iyi anlayacağımı düşünüyorum, çünkü gerçekten yorulduklarını bire bir yaşayarak gördüm.
  25. Farklı ve eğlenceli yöntemler öğrenmeye ihtiyacım var. Sanırım bu yaz bu konuyla ilgili ayrıntılı araştırma yapacağım.
  26. Öğretmen davranışlarının öğrenciler üzerindeki etkisini bir kez daha çok net gördüm.
  27. Böyle bir projede yer aldığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. Zor bir süreçti, senenin yorgunluğu üzerimizdeydi belki ama bir öğrencinin yerinde olmak beni duygusal olarak çok etkiledi ve çok düşündürdü.
  28. Öğrencilerden beklentilerimiz doğrultusunda “Sana nasıl davranılmasını istiyorsan, sen de öyle davran.” sözü ancak bu kadar güzel hissettirilebilirdi. Uzmanlar gelip uzun uzun anlatım yapsa bu kadar etkili, keyifli ve yararlı olamazdı.

Süreç değerlendirme formunda öğretmenlere yönelttiğimiz diğer sorular ise şöyleydi:

  1. Bu projede işlenen dersler anlamında daha önce bilmediğiniz ve bunu öğrenmem iyi oldu, dediğiniz ne/neler dikkatinizi çekti?
  2. Okuduğunuz her iki makale için aklınızda kalan üç önemli fikri yazınız.
  3. En zorlandığınız ders hangisiydi? Neden?
  4. Bu projeden sınıfınıza taşıyacağınız iki şey?
  5. Bu projeden sonra araştıracağım dediğiniz bir şey?

Bu sorulara verilen cevaplar da projenin yararlarını ortaya koyması açısından son derece kayda değer oldu. Yazıyı çok uzatmamak adına şimdilik bu bölümden alıntı yapmayacağım.

Süreç değerlendirmenin ardından öğretmenlerimiz performans sunumları için prova yaptılar ve belirlenen saatte tüm ekip, konferans salonunda toplandık.

Gösterilerden önce üç gün boyunca derslerde çekilen fotoğraf ve videolardan oluşan bir slayt gösterisi izledik. Tüm ekibin aralıksız on beş dakika boyunca güldüğü harika bir sunumdu.  Sunumdan sonra halk oyunları ekibinin gösterisini izledik. Ardından öğretmenler korosu sahne aldı.

Bu arada resim dersinde yaptığımız Aborjin sanatının örneklerinden oluşan resim sergimizi de okul koridorunda açtık.

Okul müdürümüzün projeyi değerlendiren konuşmasının ardından öğretmenlerimiz mezuniyet sertifikalarını aldılar:

“ Değerli ……………

2015 Haziran Seminer döneminde okulumuzun düzenlemiş olduğu Mesleki Farkındalık Okulu Projesi’nde, okulun kazanımlarını içselleştirmenizi sağlayan empati beceriniz, ekip çalışmasına olan yatkınlığınız, gösterdiğiniz yüksek motivasyon, harcadığınız emek, öğrenmeye olan tutkunuzla gerçek bir öğrenme yoldaşı olduğunuzu kanıtlayarak bu sertifikayı almaya hak kazandınız.

Bu projeye, gerek alan uzmanlığınızla gerekse katılımcı olarak sağladığınız destek için teşekkür eder, öğrenme yolculuğunuzda hep bir arada olmayı dileriz. “

Bu okul simülasyonu, okulumuzdaki grubun mükemmel dinamiğini tam olarak gözler önüne serdi. Sevgili çalışma arkadaşlarım, projeyi öylesine sahiplendiler ve öylesine büyük bir performansla bu projeye dahil oldular ki fikrim gerçekten de beni aştı.  Okulumuzdaki güven ortamının ve ekip olmaktan duyulan hazzın buna zemin hazırladığı elbette ki göz ardı edilemez.  Yeni fikirlere ve deneyimlere açık olan okul yönetim ekibine ve hayal ortaklarım olan sevgili öğretmenlerimize ne kadar teşekkür etsem az.

Proje sona erdiğinde neredeyse tüm öğretmenlerin ısrarla dile getirdikleri gibi okulun bundan sonra 6 saat olacağını duyurmayacağım elbette.  Öte yandan projenin ilk çıktısı, akademik zümrelerin haftalık programda sürekli ders saatlerinin artmasını istemekten vazgeçip kulüp saatlerinin artırılmasını kendilerinin talep etmesi oldu. Projenin diğer çıktılarını yeni dönemde görmeyi umuyoruz.

Bu projenin başka okullarda başka öğretmenlerle denenmesi dileğiyle…

Aysun Yağcı

Yazar

Ayhan Aydın, “Eğitim Hikayedir” adlı kitabında eğitimi en çok benimsediğim haliyle şöyle tarif eder: "Eğitim, her şeyden önce empatik, farkındalık, duyarlık, sevecenlik, nezaket, hoş görü, anlayış ve sevgi gibi duygusal dönüşümleri kazandırma amacına dönük örüntülerden oluşmalıdır. Bu bağlamda hikaye insanların içinde yaşadıkları hayata ve kendilerine bakabilecekleri bir aynadır. Gerçekte hikayenin insanoğlunun bütün bilgeliğini, örtülü ya da açık hastalıklarını yansıtan gizemli bir gücü vardır. Bu nedenle eğitim, bir bakıma hikaye anlatma ve anlama sanatıdır." İşte bu yüzden eğitimle ilgili tüm yazılarım bir hikayeyle başlar.

Bir yanıt yazın